Hypophysis: Gl. pituitaria
Yeri:
Kırmızımtrak-gri
renkte oval bir bez olup, sella turcica’daki
fossa hypophysialis
içerisine oturur.
Boyutları: 12
X 8 X 6mm
boyutlarında ve 400- 900
mg ağırlığında olan hipofizin ağırlığı gebelikte 900-1000’mg’a
kadar çıkar. İlerleyen yaşa bağlı olarak ağırlığında azalma olur.
Bezin
üst kısmı, duramater encephali
tarafından oluşturulan diaphragma sellae
tarafından örtülmüştür. Diaphragma sellae’nin
ortasında bulunan küçük bir delikten geçen infundibulum, hypothalamus’un tuber cinerium
bölümünü hypophysis’e
bağlar.
Diaphragma sellae
içerisinde dura sinusları
bulunur. Bunlardan infundibulum’un
önünde olana sinus intercavernosus anterior,
arkasında olana ise sinus intercavernosus posterior
denilir. Bu sinuslar her
iki tarafın sinus cavernosus’larını
birbirine bağlar.
Hipofiz,
yanlarda sinus cavernosus ve
içerdeki yapılar ile komşuluk yapar. Aşağıda fossa hypophysialis’in
tabanı ile arasında bir ven sinusu
bulunur. Beyin zarları hipofizin kapsülü ile kaynaşmış durumdadır.
Merkezi
sinir sistemi vücudu sinirler
ve hormonlar
aracılığı ile kontrol eder.
Sinirler
aracılığı ile olan kontrol daha hızlı, hormonlar aracılığı ile olan kontrol ise
daha yavaş olur.
Merkezi
sinir sistemi hypothalamus
ve hypophysis
aracılığı ile hormon salgılanmasını düzenler.
Hipofizin
hormon salgılamasını hypothalamus düzenler.
Hipofizden
salgılanan hormonların bir kısmı organlara direkt etki eder.
Bir
kısmı ise diğer endokrin bezlerin hormon salgılamasını kontrol eder. Bu yüzden
hipofize şef bez
de denir.
Hipofiz;
adenohypophsis (lobbus anterior) ve neurohypophysis (lobus
posterior) olmak üzere iki bölümden oluşur.
Adenohypophysis: Ağız
ektoderminden köken alır.
Stomadeum
tavanından yukarı doğru yükselen Ratke kesesinden
gelişir.
Adenohypophysis pars
tuberalis, pars
intermedia ve pars
distalis
olmak üzere üç bölümden oluşur. Adenohypophysis damardan
çok zengindir.
Küçük bir portal ven ile hypothalamus’a
bağlanmıştır.
Neurohypophysis: Nöral
ektoderm kökenlidir. Diencephalon’un
tabanının aşağıya doğru büyümesi ile gelişir. Bu yüzden hypothalamus’a nöral yol
ile bağlantıya sahiptir. Neurohypophysis;
eminentia mediana, infundibulum ve lobus nervosus
(pars nervosa)
olmak üzere üç kısmı vardır.
Eminentia medialis, hipothalamus
kökenli hormonların (ve ya faktörlerin) sinir uçlarından salındığı yerdir.
Neurohypophysis’te
bulunan kapillerler kan
beyin bariyeri içermez.
Damarları
diğer endokrin bezlerdeki gibi pencereli kapiller
tipindedir.
Böylece
salgıladığı hormonlar rahatlıkla kana geçer.
Hypothalamus’tan
salınan releasing faktörlerin etkisiyle adenhypophysis’ten
salgılanan ve sinusoidler tarafından kan dolaşımına verilen hormonlar:
Somatotropin
hormon (STH):
Büyüme hormonu.
Lactogenic
hormon (LTH):
Gebelik esnasında memenin büyümesi ve süt salgılanması ile ilgili hormon.
Tirotropin
(TSH):
Gl. thyroidea’dan
hormon salgılatır.
Adenocorticotropin
hormon (ACTH):
Gl. suprarenalis’in
korteksine etki ederek bazı hormonların salgılanmasını sağlar.
Follikül sitimülan
hormon (FSH):
Erkeklerde spermatogenesis’i,
kadınlarda ise östrojen salgısını ve ovaryumda folliküllerin
büyümesini sağlar.
Luteinize
edici hormon (LH):
Testis’lerde leydig
hücrelerinde androgen sekresyonunu ve corpus luteum’da progesteron sekresyonunu stimule
eder.
Melanositleri stimule
eden hormon (MSH):
Derideki pigmentlerin artmasına neden olur.
Hypothalamus’ta
sentezlenen ve neurohypophysis’teki sinuzoidler
aracılığı ile kana verilen hormonlar.
Vasopressin (Antidiüretik
hormon ADH).
Oxytosin:
Düz
kasların kasılmasını sağlar.
Arterleri:
Hipofiz kanlanması bol
olan bir organdır.
Ağırlığına
göre kıyaslandığında en fazla kan
alan dokudur.
Bu
kan hipofize hypothalamus’u
dolaşarak gelir.
Hypothalamus’tan
gelen kan hypothalamus’un inhibe
edici ve uyarıcı faktörlerini de beraberinde getirir.
Her
iki tarafın a. carotis interna’sından
ayrılan a. hypophysialis inferior
ve aa. hypophysialis superior’lardan
beslenir. A. hypophysialis inferior a.
carotis interna’nın pars
cavernosa’sından, aa. hypopysialis superiores ise
pars cerebralis’inden, a. cerebralis anterior ve posterior’dan
çıkarlar.
A. hypophysialis inferior medial ve lateral
dallarına ayrılır ve orta hatta birbirleriyle anastomoz
yaparak infundibulum
etrafında bir arteriel
halka oluştururlar. Bu halkadan ayrılan ince dallar neurohypophysis’e
girer. A. hypophysialis superior’lar eminentia medialis ve infundibulum’un üst
bölümünü, trabeküler
arterler aracılığı ile de infundibulum’un alt
bölümünü besler.
Eminentia medialis’deki
arter dalları plexus externus ve plexus
internus’u
oluştururlar. A. hypophysialis superior’ların
dalları tarafından oluşturulan plexus externus, v. portalis longus’lar
tarafından drene edilir. Bu venler adenohpophysis
(pars anterior)’a
girerler.
Plexus
internus’a kan,
dış tarafında bulunan plexus externus’tan
gelir. Dalları infundibulum’un kapilleri ile
bağlantılıdır ve bu pleksus da
diğeri gibi, v. portalis longus’lar
tarafından drene edilir. İnfundibulum’un alt
bölümünü adenohypophysis’e
(pars anterior)
bağlayan venlere v. portalis brevis’ler
denilir. Her iki grup venler, adenohypophysis’in
kanının büyük kısmını sağlar ve salgı hücreleri arasında bulunan vasküler sinuzoidlere
açılırlar. Bunların doğrudan arteriel
beslenmesi yoktur.
Neurohypophysis’in venöz
drenajı muhtemelen üç yolla olur.
1-V. portalis longus ve brevis’ler
aracılığı ile adenohypophysis’e;
2-V. hypophysialis inferior’lar
aracılığı ile dura sinuslarına;
3-Eminentia
mediana’dan
geçen kapillerler
aracılığı ile hypothalamus’a
drene olurlar.
0 yorum:
Yorum Gönder