GL. THYROIDEA (Tiroid bezi)
Gelişimi: Gl. thyroidea embriyonal
hayatın 4. haftasında pharynx’in ventral
duvarının ortasında tuberculum impar
ile copula arasında
endodermal bir
kalınlaşma şeklinde oluşmaya başlar. Bu yapı aşağıya doğru çukurlaşarak diverticulum
thyroideum
adını alır.
Aşağıya
doğru mezenkim
içerisinde uzamaya devam eden bu yapı ile başlangıç kısmı arasında ductus
thyroglossus
oluşur. Bir
müddet sonra thyroid
taslağının ductus thyroglossus ile
ilişkisi kesilir. Ductusun üst
ağzı erişkinlerde dil kökünde for. caecum
olarak kalır.
Bir
müddet sonra thyroid
taslağının ductus thyroglossus ile
ilişkisi kesilir. Ductusun üst
ağzı erişkinlerde dil kökünde for. caecum
olarak kalır.
Bazen
ductus thyroglossus
boyunca yer yer küçük bez dokusu kümeleri de bulunabilir.
Diverticulum thyroideum
aşağı ve ön tarafa doğru tüp şeklinde büyümeye devam eder. Bu tüpün alt ucu,
boyunda ikiye ayrılır ve daha sonra da birkaç hücre sütunu oluşur. Bu hücre
sütunlarından da, gl. thyroidea’nın isthmus ve
yan lobları gelişir.
Yerleşimi: Gl. thyroidea,
boynun ön tarafında C5-T1
omurları arasında yerleşmiş kırmızı-kahverengi renkte, damardan zengin bir
organdır.
Ağırlığı:
Endokrin bezlerin en büyüğü olan gl. thyroidea’nın
ağırlığı, şahıslar arasında değişmekle birlikte, yaklaşık 25-30gr
kadardır.
Kadınlarda
biraz daha büyük ve ağırdır. Menstruasyon ve
gebelik esnasında da biraz büyür.
Gl. thyroidea lobus
dexter ve lobus
sinister
olmak üzere iki lob ile bunları ortada birbirine bağlayan dar isthmus
glandulae
thyroideae’den
oluşur.
Lobları
koni şeklindedir. Tepe kısmı yukarı ve dış tarafa doğru yönelmiş olup cartilago thyroidea’nın orta
ve alt 1/3’ünün birleşim yeri hizasında bulunur.
Aşağıda
olan tabanı 5.
veya 6.
trakea
halkası
veya 1. göğüs omuru hizasında yer alır.
Her
bir lob yaklaşık 5cm
uzunluğundadır.
Eni,
en geniş yerinde 3cm
ve kalınlığı da 2cm
kadardır.
Konveks
olan dış yüzünü deri,
boynun yüzeyel
ve derin fasiaları,
kısmen de m. sternocleidomastoideus,
m.
omohyoideus’un üst
karnı, m. sternohyoideus
ve m. sternothyroideus
örter.
Gl. thyroidea’yı
dıştan, boynun derin fasiasının bir
devamı olan fasica pretrachealis
sarar. Bu fasia beze
sıkıca yapışık olmadığı için, bezin esas kapsülünden (capsula fibrosa)
kolayca sıyrılabilir.
Yan
lobların iç yüzleri trachea,
cartilago
thyroidea’nın arka
bölümü, cartilago cricoidea’nın
yan kısmı, m. constrictor pharyngis inferior,
oesophagus
(özellikle sol tarafta), a. thyroidea superior,
a.
thyroidea
inferior ve n.
laryngealis
recurrens ile
komşuluk yapar.
2.
ve 3. trakea halkaları
hizasında bulunan isthmus glandulae thyroideae,
yaklaşık 1,5cm kalınlığındadır ve lobların alt 1/3’ünü orta hatta birbirine
bağlar. Isthmus glandulae thyroideae’nin yeri
ve hacmi hayli varyasyon gösterir.
Her
iki tarafın a. thyroidea superior’unu
birbirine bağlayan anastomotik bir dal,
üst kenarı boyunca uzanır. Alt kenarında da v. thyroidea
inferior
bulunur. Bazen isthmus glandulae thyroideae
bulunmaz.
Lobus pyramidalis
bazen esas bezden ayrı bir bölüm olarak veya birkaç bölüme ayrılmış küçük
kümeler şeklinde bulunur. Böyle bezlere de, gll. thyroideae
accessoriae
denilir.
Bazen
fibröz veya
müsküler bir band, os hyoideum’un
gövdesini isthmus glandule thyroideae’ya
veya bulunduğu zaman lobus pyramidalis’in
tepesine bağlar.
Bu band müsküler
olduğu zaman m. levator glandulae thyroideae
olarak isimlendirilir.
Gl.
thyroidea’nın
kapsülleri:
Birisi içte diğeri de dışta olmak üzere iki kapsülü vardır. İçteki kapsüle capsula
fibrosa
denilir. İnce bağ dokusu yapısında olan bu kapsül, bez dokusuna sıkıca
yapışıktır ve bez dokusunu, içerisine bölmeler göndererek, küçük lobcuklara
(lobuli
gl.
thyroideae)
ayırır. Lobcuklar stroma
içine gömülü folliculus’lardan
oluşur.
Dıştaki
kapsül boynun derin fasiasının bir
devamıdır. Lamina pretrachealis
denilen bu kapsül, içteki esas kapsüle gevşek olarak bağlanır. Bu nedenle
bezden kolayca sıyrılabilir. İki kapsül arasında gl. parathyroidea, a.
thyroidea
inferior ve n.
laryngeus
recurrens
bulunur.
Arterleri: Gl. thyroidea’yı a.
thyroidea
superior (a.
carotis externa’nın
dalı) ve a. thyroidea inferior
(a. subclavia’nın (truncus thyrocervicalis)
dalı) besler.
Bu
damarlar beze göre kalın arterlerdir ve kendi aralarında bol miktarda anastomoz
yaparlar. %10 oranında bulunan a. thyroidea
ima,
trachea’nın ön
yüzünde yukarı çıkarak bezi besler.
Venleri:
Bezin ve trachea’nın ön
tarafında bir ağ oluşturur. Bu ağdan kanı v. thyroidea
superior, v.
thyroidea
media ve v.
thyroidea
inferior
drene eder. Bu venlerden ilk
ikisi v. jugularis interna’ya,
sonuncusu da v. brachiocephalica’ya
açılır. (Kapiller kan
damarları veziküller etrafındaki bağ dokusu içinde, follikül epitelleri
arasında ve follikülleri
kuşatan lenf damarları endotelinde
yoğun pleksuslar
oluştururlar.)
Lenf
drenajı:
Lenf damarları lobcuklar
arasındaki bağ dokusunda ve sıklıkla da arterlerin etrafında uzanırlar.
Bunların
bez kapsülünde bulunan lenfatik ağ ile bağlantısı vardır. Bu damarlar nodi lymphatici prelaryngeales, pretracheales ve paratracheales’e
açıldıkları gibi, nodi lymphatici cerviales profundi’ye
de açılabilirler.
Bir
kısım lenf damarları da doğrudan ductus thoracicus’a
açılabilir.
Sinirleri: Ggl. cervicale superius, medius ve
inferius’dan simpatik
lifler gelir.
Parasympatik
sinir lifleri beze n. vagus ile ulaşır.
Simpatik
sistem damarları daraltarak, dolaylı bir şekilde beze etki yapar.
Tiroid bezi
yaklaşık olarak fetal hayatın 10. haftasından sonra fonksiyon görmeye başlar.
Fetal doku
metabolizmasının genel büyüme ve gelişiminin düzenlenmesinde önemli rol oynar.
Fetal
gelişim sırasında tiroid
hormonlarındaki yetersizlik nöron gelişiminde anomaliye, miyelinizasyon defektine,
vücut büyümesinde yetersizliğe ve mental
geriliğe yol açar.
Gl. thyroidea
genellikle menstruasyon ve
gebelik esnasında, fizyolojik sınırlar içinde, dikkati çekecek kadar büyür.
Gl. thyroidea’nın
normalden fazla büyümesi haline guatr
denilir.
Bu
gibi durumlarda gl. thyroidea, trachea, oesophagus ve
n. laryngealis recurrens gibi
komşu oluşumlara basınç yaparak solunum ve yutma güçlüğüne neden olabilir.
Gl. thyroidea’nın
ameliyatı esnasında a. thyroidea inferor’un
bağlanması gerekebilir.
Bu
arter bezin iki kapsülü arasında n. laryngealis
recurrens’i
çaprazlar.
Bu
nedenle arterin bağlanması esnasında bu sinirin korunması gerekir.
Aksi
takdirde ses kısıklıkları oluşur.
0 yorum:
Yorum Gönder